Son zamanlarda garip bir takıntıya sahip oldum. Sabahları işe geldiğimde mütemadiyen İski’nin internet sitesinden barajların doluluk oranlarına bakıyorum. Açıkçası bunu neden yapıyorum bilemiyorum. Dedim ya bir takıntı haline büründü bu. Eh, bir kaç haftadır da pek ara vermeden yağan yağmur sayesinde İstanbul’da barajlar doluyor ve mutlu oluyorum. Sanırım, bu zihin yapımla yazın da barajların boşluk oranına bakaraktan üzüntü duyabilirim. Kafamı dağıtmam lazım.
Bir kısım insanlardan, yağmurlu havalarda uzak durmak lazım. Zira inanılmaz boyutlara ulaşabilen şemsiyeleri nedeniyle bir tehlike merkezi haline geliyorlar. Geçen gün eve giderken yolda karşıdan gelen bir kadından kaçmak zorunda kaldım sırf bu yüzden. O kadar büyük bir şemsiyesi vardı ki altına tüm ailesini sığdırabilir üzerine bir kaç yedek bile alabilirdi. Bu tip insanları, filmlerde sık sık karşımıza çıkan görünmez kalkanlara sahip ufolara benzetiyorum. Geniş bir dairenin altında yürüdükleri için yanlarına 1 metreden daha fazla yaklaşmak mümkün olmuyor; kalabalığı yarıp geçebilen bir yeteneğe sahipler. Savunma kalkanına çarpıp gözümden olmak istemiyorum!